Son dönemde ABD'de yaşanan ekonomik dinamikler, kamuoyu yoklamalarında önemli değişikliklere yol açıyor. Özellikle 2018 yılında başlayan ve yıllar boyunca süren ticaret savaşı, yalnızca ihracat ve ithalat dengesini değil, aynı zamanda siyasi desteği de etkiledi. Eski Başkan Donald Trump’ın yönetim döneminde gerçekleştirilen bu dönemsel politikalar, günümüzde aldığı destek ile sorgulanır hale geldi. Yeni veriler, Amerika'daki bazı seçmen gruplarının ticaret politikasına karşı eleştirel bir tutum sergilemesine neden olduğunu gösteriyor. Bu yazıda, ticaret savaşının ABD halkındaki yansımalarına bir göz atacağız.
Ticaret savaşı, temelde ABD ile Çin arasındaki ekonomik ilişkilerde yaşanan derin çatlaklar üzerinde yükseldi. Donald Trump, ulusal güvenliği gerekçe göstererek Çin'den gelen ürünlere ek gümrük vergileri uygulamaya koydu. Ancak, bu kararın sonuçları beklenenden farklı çıktı. İşletmeler, artan maliyetler ve belirsizlikler nedeniyle üretim planlarını gözden geçirirken, bu durum genel ekonomik büyümeyi olumsuz etkiledi. Küçük ve orta ölçekli işletmeler, artan maliyetlerin tüketici fiyatlarına yansıması korkusuyla yatırım yapmaktan çekinir hale geldi. Bu süreçte, birçok aile ve birey, artan mali yüklerle karşı karşıya kaldı.
Son anketler, Trump’a olan desteğin düşme eğiliminde olduğunu ortaya koyuyor. Daha önce Trump’ın ekonomik politikalarına destek veren birçok seçmenin, ticaret savaşının kişisel finanslar üzerindeki etkisinden rahatsız olduğunu göstermesi dikkat çekici. Özellikle tarım sektörü, gümrük vergilerinin getirdiği zorluklardan en çok etkilenen kesimlerden biri oldu. Çiftçiler, ihracat pazarlarının daralması ve belirsizlikler nedeniyle ekonomik olarak zor bir dönem geçiriyor. Bunun yanı sıra, beyaz yakalı çalışanlar da artan enflasyon ve işsizlik riski gibi konularda endişelerini dile getirmeye başladı.
ABD’deki ticaret politikaları sadece ekonomik sonuçlarla sınırlı kalmadı. Sosyal medyada ve toplumsal platformlarda, ticaret savaşının olumsuz etkilerine yönelik artan eleştiriler, insanların Trump’a olan desteklerini sorgulamasına neden oldu. Ekonomik belirsizlik dönemlerinde seçmenler, geleneksel olarak daha istikrarlı ve kendi yaşam şartlarını iyileştirici çözümler sunan adaylara yöneliyor. Bu da, Trump'ın destek tabanının erime tehlikesini gündeme getiriyor.
Bunların yanı sıra, uluslararası ilişkilerde ve küresel ekonomik sistemde yaşanan değişimler de seçmenlerin Trump’a olan desteğini sarsmaya devam ediyor. Uzmanlar, ABD'nin küresel ekonomideki rolünün giderek zayıfladığı bu dönemde, ticaret savaşının düzeltilemeyecek sonuçlar doğurabileceğine dikkat çekiyor. Bu durum, özellikle Trump’ın ikinci dönem hedefleri göz önüne alındığında, ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Sonuç olarak, ticaret savaşı, yalnızca ABD ile diğer ülkeler arasındaki ekonomik dengeleri değil, Trump’a olan siyasi desteği de olumsuz etkiliyor. Gelişen durumlar, seçmenlerin tutumunu değiştirme potansiyeline sahip. Ekonomideki belirsizliklerin ön plana çıktığı günümüzde, Trump’ın bu yeni durum karşısında nasıl bir strateji izleyeceği merakla bekleniyor. Seçmenlerin ekonomik kaygıları ve siyasal tercihleri arasında gidecekleri yol, önümüzdeki seçimlerde belirleyici bir unsur haline gelebilir.